Türkiye’nin aktif deprem kuşağında yer alması nedeniyle, Batı Anadolu bölgesi tarih boyunca birçok yıkıcı depreme sahne olmuştur. Bu bölge içinde yer alan Balıkesir’in Sındırgı ilçesi de, jeolojik konumu itibariyle yüksek sismik risk taşıyan alanlardan biridir. Sındırgı ve çevresi, geçmişten günümüze pek çok orta ve büyük ölçekli depreme maruz kalmış; 2025 yılında yaşanan iki büyük sarsıntı, bölgeyi yeniden gündeme taşımıştır. Bu yazıda Sındırgı’nın deprem tarihçesini, 2025 depremlerini ve güncel durumu detaylı biçimde ele alıyoruz.


🌍 Jeolojik Arka Plan  

Sındırgı, Batı Anadolu’nun aktif tektonik bölgelerinden biri olan Ege Grabeni’nin kuzeydoğusunda yer alır. Bölge, kuzey-güney yönlü gerilme kuvvetlerinin etkisi altındadır ve bu durum normal fayların yoğunlaşmasına neden olmuştur. Sındırgı’ya yakın fay hatları arasında Simav Fayı, Gelenbe Fayı, Bigadiç Fayı ve Balıkesir Fay Zonu öne çıkar. Bu hatlar, 6.0 ila 7.0 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahiptir. Yapılan jeolojik etütlerde, Sındırgı’nın zemin yapısının yer yer zayıf olduğu, özellikle alüvyal tabakaların deprem dalgalarını büyütme etkisi yarattığı tespit edilmiştir. Bu durum, aynı büyüklükteki depremlerin farklı noktalarda farklı şiddetlerle hissedilmesine yol açmaktadır.


📜 Tarihsel Depremler  

Sındırgı çevresinde tarihsel kayıtlara geçmiş birçok deprem bulunmaktadır. Osmanlı dönemi belgelerinde ve Kandilli Rasathanesi kayıtlarında, 19. yüzyıl sonlarında Balıkesir ve çevresinde etkili depremler yaşandığı belirtilmiştir. Özellikle 1898 Balıkesir depremi, 7.0 büyüklüğüyle kent genelinde büyük yıkıma yol açmıştır. O dönemde yapı stoğunun büyük oranda kerpiç ve taş yapılardan oluşması, yıkım oranını artırmıştır. 1944 ve 1970 yıllarında Simav ve Gediz depremleri de Sındırgı’da hissedilmiş, bazı köylerde yapısal hasarlara neden olmuştur. Bu tarihsel süreç, bölgenin sürekli olarak enerji biriktiren aktif fay zonlarıyla çevrili olduğunu göstermektedir.


⚡ 2025 Sındırgı Depremleri  

2025 yılı, Sındırgı için kritik bir dönüm noktası olmuştur. 10 Ağustos 2025’te saat 19:53’te meydana gelen ve büyüklüğü 6,1 (Mw) olarak açıklanan deprem, Balıkesir genelinde büyük paniğe yol açmıştır. Kandilli Rasathanesi verilerine göre depremin derinliği yaklaşık 11 kilometre olarak ölçülmüştür. Deprem; Manisa, İzmir, Bursa ve İstanbul gibi şehirlerde de hissedilmiştir. Bu sarsıntının ardından AFAD tarafından yapılan açıklamada, 4000’e yakın artçı sarsıntı kaydedilmiştir. Depremde bir bina tamamen çökmüş, 29 kişi yaralanmış ve 1 kişi hayatını kaybetmiştir. AFAD, Jandarma Arama Kurtarma (JAK), UMKE ve AKUT ekipleri olaydan dakikalar sonra bölgeye ulaşmış, arama kurtarma çalışmaları gece boyunca sürmüştür.


Depremin ardından yapılan jeolojik incelemeler, enerji boşalımının Sındırgı’nın kuzeydoğusundaki küçük bir fay segmentinde gerçekleştiğini göstermiştir. Yer bilimcilere göre bu segment, daha büyük fayların arasında bir “kilitlenme noktası” olarak yıllardır enerji biriktiriyordu. Bu boşalım, çevre faylarda da gerilme artışına neden olmuş ve bölge genelinde küçük sarsıntılar tetiklemiştir.


🏚️ Hasar ve Etkiler  

Depremin etkileri, zemin yapısına ve yapı kalitesine göre değişiklik göstermiştir. Sındırgı ilçe merkezinde genellikle eski yapıların hasar gördüğü, kırsal alanlarda ise taş duvarlı evlerin kısmen çöktüğü bildirilmiştir. Yeni yapılan binalarda ise sınırlı hasar görülmüştür. Ancak bazı kamu binaları, camiler ve okullarda çatlaklar oluşmuş; bu yapılar geçici olarak kullanıma kapatılmıştır. Özellikle Yüreğil, Işıklar ve Emircik köyleri, depremin merkezine yakın konumda oldukları için daha ağır etkilenmiştir. Sarsıntı sonrası halk geceyi açık alanlarda geçirmiş, AFAD ve belediye ekipleri barınma alanları kurmuştur.


📅 27 Ekim 2025 – İkinci Büyük Deprem  

10 Ağustos’taki ana depremden yaklaşık iki buçuk ay sonra, 27 Ekim 2025 tarihinde saat 21:12’de 6,0 büyüklüğünde bir deprem daha meydana gelmiştir. Bu ikinci sarsıntı, halk arasında paniğe neden olmuştur çünkü artçı olarak beklenenden daha yüksek bir enerji boşalımı gerçekleşmiştir. Sındırgı merkezde bazı binalarda daha önce oluşmuş çatlaklar genişlemiş, 22 kişi yaralanmıştır. Bu sarsıntı, bölgedeki yapı stoğunun dayanıklılığı konusunda ciddi bir uyarı olarak değerlendirildi. Uzmanlar, bu olayın “ikili fay sistemlerinin birbirini tetiklediği” nadir örneklerden biri olabileceğini vurguladı.


🧭 Güncel Durum ve Gözlemler  

Sındırgı’da depremlerden aylar sonra bile düşük şiddetli artçılar sürmektedir. Bölge halkı her sarsıntıda tedirginlik yaşamakta, birçok vatandaş evlerini onarmak veya yenilemek için başvuruda bulunmaktadır. AFAD ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri, yaklaşık 2000 bina için hasar tespit çalışması gerçekleştirmiştir. Bu yapıların 350’si ağır hasarlı, 600’ü orta hasarlı, geri kalanı ise hafif hasarlı olarak raporlanmıştır. Yerel yönetimler, riskli yapılar için yıkım kararı almış, kırsal bölgelerde yeni konut projeleri planlanmıştır.


Jeolojik gözlemler, Sındırgı fay zonunda mikro kırılmaların devam ettiğini göstermektedir. Kandilli Rasathanesi verilerine göre Eylül 2025–Ekim 2025 arasında 3.0 ve üzeri 80’in üzerinde artçı sarsıntı yaşanmıştır. Bu durum, bölgedeki gerilmenin tamamen boşalmadığını, dikkatli olunması gerektiğini ortaya koymaktadır.


🧱 Yeniden Yapılanma ve Önlemler  

Deprem sonrası süreçte Sındırgı Belediyesi ve Balıkesir Valiliği koordinasyonunda hızlı bir iyileştirme programı başlatılmıştır. Öncelikli olarak altyapı kontrolleri yapılmış, içme suyu hatları ve enerji hatları yeniden düzenlenmiştir. Okulların hasar durumu değerlendirilmiş, eğitime kısa süreli ara verilmiştir. Bu süreçte en dikkat çekici gelişmelerden biri, yapı güvenliği konusundaki farkındalığın artması olmuştur. Halk arasında deprem sigortası yaptırma oranı yükselmiş, yeni yapılacak binalarda zemin etütleri zorunlu hale getirilmiştir.


Yer bilimciler, bölge için uzun vadeli izleme sistemlerinin kurulması gerektiğini savunmaktadır. Sındırgı’ya yakın fay hatlarına sismik sensörler yerleştirilmesi, yer altı hareketlerinin anlık takip edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, Sındırgı Ovası’ndaki gevşek zemin bölgelerinde yapılaşmanın sınırlandırılması önerilmektedir.


🔎 Genel Değerlendirme  

Sındırgı, coğrafi konumu gereği deprem riskiyle yaşamayı öğrenmek zorunda olan bir bölgedir. 2025 yılında yaşanan iki büyük sarsıntı, yalnızca yer kabuğundaki bir hareketin değil, toplumsal hazırlık bilincinin de sınavı olmuştur. Her iki deprem de yapısal zafiyetleri, denetim eksikliklerini ve afet bilincinin önemini gözler önüne sermiştir. Bugün gelinen noktada, Sındırgı halkı afet farkındalığı konusunda geçmişe göre daha bilinçli, ancak bölgenin zemin özellikleri ve aktif fay yapısı dikkate alındığında dikkatli olunması gereken bir dönem devam etmektedir. Yenilenen konutlar, güçlendirilmiş altyapı sistemleri ve eğitim programları, gelecekte benzer felaketlerin etkisini azaltmada kritik rol oynayacaktır.


Depremler doğanın kaçınılmaz bir gerçeğidir, ancak zararlarını azaltmak insanın elindedir. Sındırgı’nın yaşadığı bu tecrübeler, hem bölge halkı hem de ülke genelinde “hazırlıklı toplum” anlayışının güçlenmesi için önemli bir uyarı niteliği taşımaktadır.