Dicle Kıyısında 12.000 Yıllık Sır: Çemka Höyük'teki Kadın Şaman Mezarı
Giriş: Tarihimizin Derinliklerinden Gelen Bir Ses
Mardin'in Dargeçit ilçesinde, Dicle Nehri'nin sessizce aktığı topraklarda yapılan bir keşif, insanlık tarihinin en kritik dönüm noktalarından birine ışık tuttu. 2019 yılında Çemka Höyük'te (Su Kenarı Höyük) ortaya çıkarılan 12.000 yıllık kadın mezarı, sadece bir arkeolojik buluntu değil, aynı zamanda Neolitik dönemin ruhani dünyasına açılan bir pencere niteliğinde. Bu keşif, 2024 yılının Türkiye'deki en önemli arkeolojik keşfi seçildi ve dünya çapında bilim camiasının dikkatini çekti.
Çemka Höyük'teki bu olağanüstü mezar, avcı-toplayıcı yaşamdan yerleşik tarım toplumuna geçişin tam ortasında yaşamış bir kadının hikâyesini anlatıyor. Bu geçiş dönemi, insanlık tarihinin en dramatik değişimlerinden biriydi ve bu kadın, toplumunda önemli bir ruhani rol oynamış olabilir.
Çemka Höyük: Dicle Kıyısında Bir Neolitik Yerleşim
Çemka Höyük, Dicle Nehri'nin hemen batısında, deniz seviyesinden yaklaşık 420 metre yükseklikte yer alan bir Neolitik yerleşim yeridir. Yaklaşık 65x135 metre boyutlarındaki bu yerleşim, Boncuklu Tarla gibi dönemin diğer önemli merkezlerinin yakınında bulunmaktadır.
Yerleşim yeri, 2008 yılında bölgede yapılan yüzey araştırmalarında höyük üzerindeki sel tabakası nedeniyle tespit edilememiş, ancak İlısu Barajı ve HES Projesi kapsamında yapılan yol çalışmaları sırasında ortaya çıkmıştır. Bu durum, aslında bir kurtarma kazısının başlangıcı olmuş ve beklenmedik şekilde insanlık tarihine dair önemli bilgilere ulaşılmasını sağlamıştır.
Mardin Artuklu Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ergül Kodaş başkanlığında 2019 yılında başlatılan kazılarda, yerleşim yerinde 6 ayrı sektörde ve Dicle Nehri kenarındaki profiller üzerinde çalışmalar yürütülmüştür. Bu çalışmalar sonucunda yerleşimin Geç Epipaleolitik Dönem ve Çanak Çömleksiz Neolitik A (PPNA) Dönem'e tarihlenen 8 ayrı yapı katı tespit edilmiştir.
PPNA Dönemi: İnsanlığın Kader Anı
Çanak Çömleksiz Neolitik A (PPNA) dönemi, yaklaşık MÖ 10.000 ila 8.800 yılları arasını kapsayan ve insanlık tarihinin en kritik geçiş evrelerinden birini temsil eden bir zaman dilimidir. Bu dönemde insanlar hâlâ avcı-toplayıcıydı ve çanak çömlek henüz icat edilmemişti, ancak yerleşik hayata geçişin ilk adımları atılıyordu.
PPNA dönemi, Pleistosen'in (Buzul Çağı) sona ermesi ve Holosen'in başlaması ile karakterize edilir. Bu dönemde insanlar bitki yetiştirme, hayvan gütme ve yeni teknolojiler dahil olmak üzere yeni yaşam biçimlerini denemeye başlamışlardır. Reading Üniversitesi'nden arkeolog Steve Mithen'in belirttiği gibi, bu süreçte güvensizlik ve belirsizlik seviyeleri artmış, bu da şamanik uygulamaların daha yoğun hale gelmesine yol açmış olabilir.
Bu dönemin en ikonik yapılarından biri olan Göbekli Tepe, Çemka Höyük'ten yaklaşık 150 mil batıda yer almaktadır. Göbekli Tepe'nin T şeklindeki taş sütunları, PPNA topluluklarının karmaşık ritüel ve inançlarına dair önemli ipuçları sunmaktadır. Bu anıtsal yapılar, binlerce yıl önce yaşayan insanların sadece hayatta kalmak için değil, ruhani bir dünya görüşü etrafında organize olmak için de bir araya geldiklerini göstermektedir.
Olağanüstü Mezar: Detaylar ve Bulgular
Mezarın Keşfi ve Fiziksel Özellikleri
Çemka Höyük'te 25-30 yaşları arasında doğal nedenlerle ölen bir kadının kalıntıları, bir kerpiç binanın tabanının altına gömülmüş olarak bulunmuştur. Kadın, sağ tarafına dönük, kuzeybatı-güneydoğu yönünde konumlanmış ve batıya bakacak şekilde gömülmüştür. Bu defin pozisyonu, dönemin diğer gömülerinden farklılık göstermemektedir.
Ancak mezarı olağanüstü kılan şey, üzerini kaplayan büyük, düz bir kireçtaşı bloğudur. Bu uygulama, PPNA dönemi için oldukça atipiktir. Yerleşimde yakındaki diğer yapıların altında başka 14 kişi daha gömülmüştür, ancak hiçbirinin mezarı bu kadının mezarı kadar özenli ve sembolik öğelerle donatılmamıştır.
Hayvan Kalıntıları: Ruhani Bağlantının İzleri
Mezarın en çarpıcı özelliği, içinde bulunan zengin hayvan kalıntılarıdır:
-
Yaban Öküzü (Aurochs) Kafatası: Kadının bedeninin üzerine yerleştirilmiş, çenesi ayrılmış ve ayaklarının ucuna konmuş bir yaban öküzü kafatası bulunmuştur. Aurochs, günümüzde soyu tükenmiş, güçlü ve vahşi bir sığır türüdür ve prehistorik kültürlerde önemli bir sembol olarak kabul edilir.
-
Keklik Kanadı: Mezarda bir keklik kanadı kemiği tespit edilmiştir. Kuşların uçuş yeteneği, birçok şamanik gelenekte ruhun seyahati ve farklı dünyalar arasındaki geçiş ile ilişkilendirilir.
-
Sansar Bacağı: Sansarların çevik ve gizemli doğaları, onları birçok kültürde dönüşüm ve büyü ile ilişkilendirmiştir.
-
Koyun veya Keçi Kalıntıları: Mezar çukurunda dağılmış halde küçük bir ruminantın (koyun veya keçi) kalıntıları da bulunmuştur.
Ergül Kodaş'ın vurguladığı önemli bir nokta, kadının gömülmesinin çiftlik hayvanlarının evcilleştirilmesinden önce gerçekleşmiş olmasıdır. Bu, mezardaki tüm hayvanların vahşi olduğu anlamına gelmektedir ve bu durum, kadının doğal dünya ile özel bir ilişkisi olduğunu güçlü bir şekilde düşündürmektedir.
Şaman Hipotezi: Ruhani Bir Lider mi?
Şamanlık Nedir?
"Şaman" terimi, 18. yüzyılda Sibirya'daki yerli uygulamaları tanımlamak için ortaya çıkmıştır. Oxford Üniversitesi'nden arkeolog Bill Finlayson'ın belirttiği gibi, bu terimin Neolitik dönemdeki rolleri tam olarak yansıtmayabileceği konusunda dikkatli olmak gerekir. Ancak, etnografik karşılaştırmalar ve mezarın sembolik zenginliği, kadının toplumunda önemli bir ruhani rol oynadığına dair güçlü ipuçları sunmaktadır.
Şamanlar, geleneksel toplumların çoğunda doğal dünya ile doğaüstü dünya arasında bağlantı kuran aracılar olarak kabul edilirler. Onların hayvanlarda var olduğuna inanılan ruhlara erişimi olduğu düşünülür ve topluluğun iyiliği için bu güçleri kullanırlar.
Çemka Höyük Mezarının Şamanik Yorumu
Araştırmacılar, Çemka Höyük'teki sıra dışı defin işleminin, kadının bir "şaman" olabileceğine dair önemli işaretler içerdiğini öne sürmektedirler:
-
Hayvanlarla Sembolik İlişki: Mezarda bulunan çeşitli hayvan kalıntıları, ölen kişi ile vahşi hayvanlar arasında sembolik bir ilişkiyi yansıtıyor olabilir. Bu, erken yerleşik toplumların doğal dünyaya bakış açılarını göstermektedir.
-
Özel Defin Uygulaması: Büyük kireçtaşı bloğu ile kapatılmış mezar, toplumun ölen kişinin kötü niyetli bir ruh olarak geri dönmesini engellemek istemiş olabileceğini düşündürmektedir. Bu tür uygulamalar, ölen kişinin güçlü ruhani yeteneklere sahip olduğuna dair bir inancı yansıtabilir.
-
Ritüel Nesneler: Mezardaki farklı hayvan türlerine ait kemikler, şamanik ritüellerde kullanılan nesneler veya cenaze yemeklerinin kalıntıları olabilir.
Ergül Kodaş, "şaman" terimini kullanırken dikkatli davrandıklarını belirtiyor: "Şaman terimini önermiyoruz. Başka olaylar da benzer cenaze törenlerine yol açabiliyor, fakat yerleşimdeki diğer bireylerin mezarlarında bunlar görülmüyor." Bu akademik ihtiyat, bulguların yorumlanmasında bilimsel titizliği göstermektedir.
Alternatif Yorumlar
Araştırmacılar, defin işleminin sıra dışı özelliklerinin başka açıklamalarla da yorumlanabileceğini kabul etmektedirler:
-
Hayvanlara Tapınma: Mezardaki hayvan kalıntıları, belirli hayvan türlerine tapınma uygulamalarının göstergesi olabilir.
-
Metaforik Anlamlar: Bir kuş kanadı kemiğinin uçuşu sağlaması fikri gibi, nesneler metaforik anlamlar taşıyor olabilir.
-
Cenaze Şölenleri: Hayvan kalıntıları, defin sırasında yapılan şölenlerin artıkları olabilir.
Neolitik Dönemde Kadınların Ruhani Rolleri
Çemka Höyük keşfi, Neolitik dönemde kadınların toplumsal ve ruhani rollerine dair önemli sorular ortaya çıkarmaktadır. San Diego Kaliforniya Üniversitesi arkeoloğu Thomas Levy'nin belirttiği gibi: "Egzotik hayvan mezar sunaklarıyla ilişkilendirilen kadın defninin son keşfi, bu süreçte kadınların rolünü yeniden düşünmeyi gerektiriyor."
Sibirya ve Diğer Kültürlerde Kadın Şamanlar
Etnografik veriler, Sibirya'nın avcı-toplayıcı toplumlarında kadınların ve erkeklerin eşit şekilde şaman olabildiğini göstermektedir. Kadın şamanlar "evsel" şamanlık biçimleriyle meşgul olmuşlar ve bazen erkeklerden daha yetenekli olmuşlardır.
Çukçi halkı, bir kadın şamanın avcılığın başarısını bir erkek avcı kadar iyi etkileyebileceğine inanıyordu. Folklor, yazılı kaynaklar, dilbilimsel ve arkeolojik veriler, bu kadın şamanların yüksek sosyal statüye sahip olduğuna tanıklık etmektedir. Kadın şamanın kostümü daha zengin süslemeler içeriyordu ve bunun kadınların ruhlardan daha fazla korumaya ihtiyaç duyduğuna dair bir inanç olduğu ileri sürülmektedir.
Avrupa'daki Tarih Öncesi Kadın Şaman Mezarları
Çemka Höyük'teki keşif, Avrupa'daki diğer tarih öncesi mezarlarla önemli paralellikler göstermektedir. Üst Paleolitik, Mezolitik ve Neolitik dönemlere tarihlenen birçok mezarda, geyik boynuzları, kafatasları veya kemikleriyle gömülmüş bireyler bulunmuştur:
- Saint-Germain-la-Rivière (Güneybatı Fransa)
- Téviec ve Hoëdic (Brittany)
- Vedbæk ve Skateholm (İskandinavya)
- Bad Dürrenberg (Orta Avrupa)
- Lepenski Vir, Vlasac, Padina (Alt Tuna bölgesi)
Bu mezarlarda gömülü kişilerin çoğu kadındır ve bazı kadın mezarlarında hem kadın hem de erkek envanter bulunmuştur. Bu durum, bazı kadınların "akışkan" cinsiyete sahip olabileceklerini veya şamanik seanslar sırasında cinsiyet rollerini "değiştirmiş" olabileceklerini düşündürmektedir.
Neolitik Toplumda Kadın ve Güç
Neolitik dönem araştırmaları, kadınların bu dönemde toplumsal rolleri açısından önemli bir konumda olduklarını göstermektedir. Birçok Neolitik toplum animizm uygulamış, doğal nesneler ve olaylar içindeki ruhların varlığına inanmıştır. Bu çerçevede kadınlar genellikle rahibe, şaman ve ruhani aracılar olarak ortaya çıkmışlardır.
Kadınların doğanın döngüleriyle, özellikle tarım ve doğum rolleri göz önüne alındığında, derin köklü bağlantıları onları toplum ile ruhani güçler arasında doğal aracılar olarak konumlandırmıştır. Ritüeller ve törenler, Neolitik ruhsallığın ayrılmaz bir parçasıydı ve bu törenlerde sıklıkla kadınlar ön safhalarda yer almaktaydı.
Ancak, İber Yarımadası'nda yapılan çalışmalar, Neolitik dönemde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kademeli olarak ortaya çıkmaya başladığını da göstermektedir. Erkek bedenlerindeki ok yaraları, mezarlarına ok uçlarının konması veya mağara resimlerinde erkeklerin avlanma ve savaş sahneleri, kadınlarda eşdeğer bir paralele sahip değildir. Bu da zamanla erkeklerin güç kullanımı ile ilişkilendirildiği bir ideolojinin doğuşuna işaret etmektedir.
Çemka Höyük'ün Bölgesel Bağlamı
Göbekli Tepe ve Taş Tepeler
Çemka Höyük, Göbekli Tepe'nin de içinde bulunduğu "Taş Tepeler" (Taş Tepeler) olarak bilinen PPN dönemine ait anıtsal yapılar bölgesinin bir parçasıdır. Bu bölge, Nevalı Çori, Karahan Tepe, Hamzan Tepe, Harbetsuvan Tepesi, Sefer Tepe ve Taşlı Tepe gibi benzersiz T-şeklindeki kireçtaşı sütunlara sahip yerleşimleri içermektedir.
Göbekli Tepe, dünyanın bilinen en eski anıtsal yapılarından biri olarak kabul edilmektedir. MÖ 9500-8000 yılları arasında kullanılan bu site, avcı-toplayıcı topluluklar tarafından inşa edilmiş devasa dairesel yapılar içermektedir. Bu yapılardaki T-şeklindeki sütunlar üzerinde hayvan kabartmaları ve antropomorfik detaylar bulunmaktadır.
Oliver Dietrich tarafından yapılan son araştırmalar, Göbekli Tepe'deki sembollerin şamanizmle ilişkilendirilebileceğini öne sürmektedir. Ancak bu konuda da bilim insanları dikkatli olmaktadır, çünkü "şamanlık" teriminin tüm eski inanç sistemlerini açıklamak için kullanılması yanıltıcı olabilir.
Boncuklu Tarla ve Diğer Yerleşimler
Çemka Höyük'ün yaklaşık 900 metre güneydoğusunda bulunan Boncuklu Tarla, yine PPNA dönemine tarihlenen bir başka önemli yerleşim yeridir. Bu yakınlık, bölgede bir yerleşim kümesi olduğunu ve bu topluluklar arasında muhtemelen kültürel ve sosyal etkileşimler bulunduğunu göstermektedir.
Bu dönemde Yukarı Mezopotamya, dünyanın en eski tarım topluluklarının ortaya çıktığı bir bölgeydi. PPNA döneminde, avcı-toplayıcı gruplar tarafından anıtsal toplumsal binalar (muhipler) inşa edilmiştir. Bu anıtlar muhtemelen sosyal olaylar ve ritüellerle bağlantılı olarak kullanılmıştır.
Keşfin Bilimsel Önemi ve Akademik Etki
L'Anthropologie Dergisi'nde Yayın
Çemka Höyük keşfi, L'Anthropologie dergisinin Temmuz-Ağustos 2024 tarihli 128. Cildinin 3. Sayısında yayımlanmıştır. Ergül Kodaş, Abu B. Siddiq, Çağdaş Erdem ve Yunus Çiftçi imzaları ile yayınlanan "A 'shaman' burial from the PPNA settlement of Çemka Höyük, Upper Tigris Basin, Turkiye" (Türkiye'nin Yukarı Dicle Havzası'ndaki Çemka Höyük'teki PPNA yerleşiminden bir "şaman" gömütü) başlıklı makale, bilim dünyasında büyük ilgi görmüştür.
Bu akademik yayın, keşfin metodolojik titizlikle belgelendiğini ve uluslararası bilim camiası tarafından incelendiğini göstermektedir. Makale, bioarkeoloji, zooarkeoloji ve karşılaştırmalı etnografi gibi farklı disiplinleri bir araya getirerek konuya çok yönlü bir yaklaşım sunmaktadır.
Uluslararası Yankılar
Bu önemli keşif üzerine, Amerika'dan bir grup arkeolog ve antropolog Mardin'deki kazıyı incelemek üzere bölgeye gelmiştir. Keşif, dünya çapında arkeoloji ve antropoloji topluluğunun dikkatini çekmiş ve Newsweek, Archaeology Magazine gibi prestijli yayınlarda yer almıştır.
2024 yılının en önemli arkeolojik keşiflerini derleyen uluslararası listelerinde Çemka Höyük mezarı üst sıralarda yer almıştır. Bu durum, keşfin sadece Türkiye arkeolojisi için değil, dünya tarih öncesi çalışmaları için de ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Keşfin Çağdaş Anlamları
Kadın Tarihini Yeniden Yazmak
Çemka Höyük keşfi, kadınların tarih boyunca oynadıkları rollere dair anlayışımızı yeniden şekillendirmektedir. Geleneksel anlatılarda genellikle erkeklerin avcılar, savaşçılar ve ruhani liderler olarak ön planda tutulduğu bir anlayış hâkimdir. Ancak bu keşif, 12.000 yıl önce bir kadının toplumunda önemli bir ruhani rol üstlenmiş olabileceğini göstermektedir.
Bu bulgu, feminist arkeoloji ve toplumsal cinsiyet çalışmaları açısından son derece değerlidir. Kadınların tarih öncesi dönemlerde sadece pasif, üreme rolüyle tanımlanan varlıklar olmadıklarını, aksine aktif, etkili ve topluluklarının ruhani yaşamında merkezi roller oynadıklarını göstermektedir.
Yerleşik Hayata Geçişte Şamanlığın Rolü
Çemka Höyük mezarı, avcı-toplayıcılıktan yerleşik hayata geçiş sürecinde şamanik uygulamaların önemini vurgulamaktadır. Reading Üniversitesi'nden Steve Mithen'in öne sürdüğü gibi, PPNA dönemindeki sosyal ve çevresel değişimler, görünmeyen güçlerle iletişim kurabilen kişilerin önemini artırmış olabilir.
İnsanlar yerleşik yaşam, bitki yetiştirme, hayvan gütme ve yeni teknolojiler gibi radikal değişikliklerle yüzleşirken, belirsizlik ve güvensizlik seviyeleri artmıştır. Bu bağlamda, şamanlar toplumun bu dramatik geçişi anlamlandırmasına ve yönetmesine yardımcı olan önemli figürler olmuş olabilir.
Doğa ile İnsan İlişkisi
Mezardaki zengin hayvan sembolizmi, PPNA döneminde insanların doğal dünya ile olan ilişkilerine dair önemli ipuçları sunmaktadır. Yaban öküzü, keklik, sansar ve diğer vahşi hayvanların mezara dahil edilmesi, bu toplulukların hayvanları sadece besin kaynağı olarak görmediğini, aynı zamanda ruhani bir önem atfettiklerini göstermektedir.
Bu bulgu, Neolitik devrim olarak adlandırılan sürecin sadece ekonomik ve teknolojik bir değişim olmadığını, aynı zamanda derin bir zihinsel ve ruhani dönüşüm olduğunu vurgulamaktadır. Hayvanların evcilleştirilmesinden önce, vahşi hayvanlarla olan ilişki sembolik ve ritüel anlamlarla yüklüydü.
İlısu Barajı ve Kültürel Mirasın Korunması
Çemka Höyük'teki kazılar, İlısu Barajı ve HES Projesi kapsamında bir kurtarma kazısı olarak gerçekleştirilmiştir. Yerleşim yeri, baraj inşaatı için açılan yollar nedeniyle ciddi tahribata uğramıştır. Bu durum, Türkiye'nin ve dünyanın karşı karşıya olduğu önemli bir sorunun altını çizmektedir: kalkınma projeleri ile kültürel mirasın korunması arasındaki hassas denge.
İlısu Barajı, bölgeye ekonomik kalkınma ve enerji üretimi getirirken, aynı zamanda binlerce yıllık tarihi kalıntıları su altında bırakma riski taşımaktadır. Çemka Höyük'teki keşif, bu tür kurtarma kazılarının ne kadar önemli olduğunu ve zamanında yapılmadıklarında insanlık tarihine dair ne kadar değerli bilgilerin sonsuza kadar kaybolabileceğini göstermektedir.
Gelecek Araştırmalar ve Açık Sorular
Çemka Höyük keşfi, cevaplanmayı bekleyen birçok soruyu da beraberinde getirmektedir:
-
Diğer Mezarlar: Yerleşimde bulunan diğer 14 mezarın detaylı incelenmesi, kadın mezarının ne kadar istisnai olduğunu daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.
-
DNA Analizi: Modern biyomoleküler teknikler kullanılarak kadının genetik profili çıkarılabilir ve bölgesel nüfuslar ile bağlantıları incelenebilir.
-
İzotop Analizi: Kadının kemiklerinden yapılacak izotop analizleri, yaşam boyunca neler yediğini ve hangi bölgelerde yaşadığını ortaya çıkarabilir.
-
3D Yüz Rekonstrüksiyonu: Kafatası üzerinden yapılacak bir rekonstrüksiyon, bu 12.000 yıllık kadına "yüz" kazandırabilir.
-
Bölgesel Karşılaştırmalar: Çemka Höyük'teki bulgular, Göbekli Tepe, Boncuklu Tarla ve diğer çağdaş yerleşimlerle karşılaştırılarak bölgesel inanç sistemleri hakkında daha kapsamlı bir resim ortaya çıkarılabilir.
Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar'ın belirttiği gibi: "Üniversitemiz Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümündeki öğretim üyelerimiz bölgede gerçekleştirdikleri arkeolojik kazı çalışmalarıyla bilim dünyasına oldukça önemli buluşlar kazandırmaya devam ediyor."
Sonuç: Geçmişten Geleceğe Bir Köprü
Çemka Höyük'teki 12.000 yıllık kadın mezarı, sadece geçmişe bir pencere değil, aynı zamanda bugüne ve geleceğe dair önemli dersler içeren bir keşiftir. Bu mezar bize şunları hatırlatmaktadır:
-
Kadınların Tarihteki Rolü: Kadınlar tarih boyunca topluluklarının ruhani, sosyal ve entelektüel yaşamında merkezi roller oynamışlardır. Bu gerçeği tanımak ve kabul etmek, daha kapsayıcı bir tarih anlayışı için gereklidir.
-
Kültürel Süreklilik ve Değişim: PPNA dönemi gibi dramatik değişim dönemlerinde bile, topluluklar ruhani inançlar ve ritüeller aracılığıyla kimliklerini ve sürekliliğini korumaya çalışmışlardır.
-
Doğa ile Bağlantı: İnsanların doğal dünya ile olan ilişkileri, sadece maddi değil, aynı zamanda derin ruhani boyutlar içermektedir. Bu bağlantıyı anlamak, çağdaş çevre krizleri karşısında daha bilinçli bir tutum geliştirmemize yardımcı olabilir.
-
Kültürel Mirasın Değeri: Çemka Höyük'teki keşif, kültürel mirasımızı koruma konusundaki sorumluluğumuzu hatırlatmaktadır. Her bir arkeolojik sit, insanlığın ortak geçmişinin bir parçasıdır ve gelecek nesiller için korunmalıdır.
Dicle Nehri'nin kıyısında, 12.000 yıl önce gömülmüş olan bu kadın, bugün bize hâlâ hikâyesini anlatmaktadır. Onun mezarı, insanlığın en eski sorularına – kim olduğumuz, nereden geldiğimiz ve nelere inandığımız – dair değerli ipuçları sunmaktadır. Çemka Höyük'teki bu olağanüstü keşif, geçmişimizi anlamak için başlattığımız yolculuğun henüz başında olduğumuzu ve keşfedilmeyi bekleyen daha nice sırların toprakların altında saklı olduğunu hatırlatmaktadır.
Kaynakça
-
Kodaş, E., Siddiq, A. B., Erdem, Ç., & Çiftçi, Y. (2024). A "shaman" burial from the PPNA settlement of Çemka Höyük, Upper Tigris Basin, Turkiye. L'Anthropologie, 128(3), 103277. https://doi.org/10.1016/j.anthro.2024.103277
-
Dietrich, O. (2024). Shamanism at Early Neolithic Göbekli Tepe, southeastern Turkey. Methodological contributions to an archaeology of belief. Praehistorische Zeitschrift, 99(1), 9-56. https://doi.org/10.1515/pz-2023-2033
-
Mithen, S. (2003). After the Ice: A Global Human History, 20,000-5000 BC. London: Weidenfeld & Nicolson.
-
Finlayson, B., & Warren, G. (2010). Changing natures: Hunter-gatherers, first farmers and the modern world. London: Duckworth.
-
Levy, T. E. (Ed.). (1998). The archaeology of society in the Holy Land. London: Leicester University Press.
-
Mykhailova, N. (2016). 'Shaman' burials in prehistoric Europe. Gendered images? In: Gender Transformations in Prehistoric and Archaic Societies. Karlsruhe: Sidestone Press.
-
Lerner, G. (1990). The Creation of Patriarchy. Oxford: Oxford University Press.
-
Cintas-Peña, M., & García Sanjuán, L. (2019). Gender Inequalities in Neolithic Iberia: A Multi-Proxy Approach. European Journal of Archaeology, 22(4), 499-522.
-
Schmidt, K. (2006). Sie bauten die ersten Tempel: Das rätselhafte Heiligtum der Steinzeitjäger. München: C.H. Beck.
-
Benz, M., & Bauer, J. (2013). Symbols of power – symbols of crisis? A psycho-social approach to Early Neolithic symbol systems. Neo-Lithics, 2(13), 11-24.
-
Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanlığı. (2024). Türkiye'de Çemka Höyük'te keşfedilen 12000 yıllık olası bir kadın şaman mezarı. https://www.iletisim.gov.tr
-
Arkeofili. (2024). Mardin'de Bulunan 12.000 Yıllık Kadın Bir 'Şaman' Olabilir. https://arkeofili.com
-
UNESCO World Heritage Centre. (2018). Göbekli Tepe. https://whc.unesco.org/en/list/1572/
Bu makale, Çemka Höyük'teki 12.000 yıllık kadın şaman mezarı hakkında bilimsel kaynaklar ışığında hazırlanmış detaylı bir incelemedir. Mardin Artuklu Üniversitesi kazı ekibinin çalışmaları ve uluslararası bilim camiasının katkılarıyla ortaya çıkan bu keşif, insanlık tarihinin en kritik dönemlerinden birine ışık tutmaktadır.
Yazar Notu: Bu yazıdaki tüm bilgiler, akademik makaleler ve güvenilir arkeoloji kaynaklarından derlenmiştir. Keşif hakkında daha fazla bilgi için L'Anthropologie dergisinde yayımlanan orijinal makaleye başvurmanızı öneririz.
Çemka Höyük, kadın şaman mezarı, Mardin arkeoloji, 12000 yıllık mezar, PPNA dönemi, Çanak Çömleksiz Neolitik, Neolitik şamanlık, Dicle Nehri yerleşimleri, kadın şamanlar, tarih öncesi kadınlar, Göbekli Tepe, Yukarı Mezopotamya, avcı toplayıcılar, yerleşik hayata geçiş, Neolitik devrim, yaban öküzü kafatası, ritüel mezar, Ergül Kodaş, Mardin Artuklu Üniversitesi, Türkiye arkeolojisi, 2024 arkeolojik keşifler, tarih öncesi ritüeller, animizm, Neolitik inançlar, İlısu Barajı kurtarma kazısı, Boncuklu Tarla, Taş Tepeler, şamanik uygulamalar, kadın ruhani liderler, Neolitik toplumda cinsiyet rolleri

Yorumlar